Merhabalaaaaar😁😁 geç kalmış bir yazıyla karşınızdayım. Tüm sene boyunca ders çalışıp gram yabancı dizi izlemeyen ben, Kanal 7 Kore dizisi yayınlamaya başlayınca adeta saldırdım😁😁 ama maalesef ki gereken ilgi gösterilmiyor. Lütfen reytinglere asılalım😇😇
Reklamımızı da yaptıktan sonra dizimize dönecek olursak😁😁 şu zamana kadar izlediğim bütün Kore dizileri gibi Kill Me (kısaltarak yazıyım yoksa başka türlü olmayacak😁)beni hayal kırıklığına uğratmadı. Çok çok severek izlediğim, sürprizlerle, şaşırtmalarla dolu bir diziydi. Spoiler bölümüne geçmeden önce izlemeyenlere muhakkak öneriyorum efenim😁 Bol bol spoiler içerir bundan sonrası😁
Dizimizin konusu özgündü. Ana karakterimiz Cha Do Hyun çocukluğunda geçirdiği bir travma sonrası Dissosiyatif kimlik bozukluğu yani kişilik bölünmesi yaşar. Çocukluğunda geçirdiği travmayı her ne kadar babasının ona yaptığı işkence sonucunda olduğunu düşünsem de olay bambaşka bir kapıya çıktı. Dizi beni başlı başına şaşırttı. Tahmin ettiğim hiçbir şey beklediğim gibi çıkmadı. İlk defa bir dizide bu kadar yanıldım😁
Cha Do Hyun karakteri daha çok ikinci oğlan karakterine benziyordu. Son derece kibar ve sorumluluklarının bilincinde. Bilindiği üzere esas oğlanlar genelde burnu havada, kıza pek yüz vermeyen tipler olur. Fakat Cha Do Hyun dizinin başından beri ideal bir eşti. Evet, itiraf etmek gerekirse tam hayal etiğim gibi bir eş. Kibar, özür dilemesini bilen ve zengin😍😁
Gelelim genelde rağbet gören nam-ı diğer bad boy Shin Se Gi😍 Shin Se Gi gerçekten de rağbeti hak ediyordu. Tarzıyla büyüleyen Se Gi sahiplenen erkek duruşuyla da kalbimizde büyük bir yer tutmuştur. Saygı ve hasretle anıyoruz😁
Se Gi karakteri işkenceye maruz kalan kişilikti. Bu yüzden saldırgan ve sinirliydi. Her türlü sorunu şiddetle çözen ve kendini ezdirmeyen karakter. Kuzeni Cha Ki Joon' a haddini bildirme sahneleri efsaneydi. Ve şirkete o havalı girişini unutamıyorum.
Oradaki pek çok kız gibi bizi de yakmıştı Se Gi😍
Dizi boyunca her ne kadar Ferry demiş olsalar da eminim ki onun adı Perry. Perry Park muhteşem karakterlerden biriydi. Belki de benim en çok sevdiğim karakter. Giyimi, tarzı, konuşması ve o girdiğinde çalan müzik... karakterler ayrılırken ağladığım tek kişiydi Perry. Babasının kendisine anlattığı hayal üzerine oluşan bir kişilikti. Babasıyla eğlenceli zamanlar geçirdiği ana ait bir kişilik olduğu için bu kadar renkli ve eğlenceliydi belki de. Onunla ilgili kafamdaki tek soru neden kişilikler arasında en yaşlı olan olduğuydu. belki de direkt babasını simgeliyordu, o yüzden yaşlıydı. Kendisini de sevgi ve özlemle anıyoruz.
😍😍
Ahn Yo Sub aslına bakarsanız üzerine çok da yazılacak bir karakter değil. Sanata olan düşkünlüğü ve intihara olan meyilli haliyle anılan Yo Sub, lise zamanında ortaya çıkan sakin bir kişilik.
Ahn Yo Na ikizinin tam tersi bir karakter. Ri On' a olan aşkı ve Ri Jin' e olan düşmanlığıyla çoğu izleyicinin en sevdiği karakterlerden biri. Kore dizilerinde en çok böyle kızları sevdiğimi söylemeliyim. Ve bu karakteri Ji Sung' un oynaması da ayrı güzeldi. Yo Na'yı çok seviyorum fakat düşman başına diyerek sonlandırıyorum😁
Nana ve Bay X üzerinde durmaya gerek duymuyorum bu yüzden diğer karakterlerimize geçelim.
Ri Jin karakterinde yine değişikliğe kaçılmamış. Çok yiyen, lisede eteğinin altına pantolon giyen, erkek Fatma esas kız. Aslında bu klişeden sıkıldığımı söylemek istiyorum. Asi kızlardan gına geldi bana artık. Ben biraz daha naif, tatlı bir esas kız görmek istiyorum çok mu şey istiyorum? Ve son bir şey daha kakül hiç yakışmıyor Jung Eum kızımıza.
Ri On aslında gıpta ettiğim bir karakter oldu. Omega olarak yazdığı ve büyük bir fan kitlesine ulaştığı yazarlığı hayran duyulacak cinsten. Hep böyle bir yazar olmak istemişimdir😍 Ri On'un Yo Na ile olan o tatlı hallerine de bayılmadım değil. O korktuğu, kaçmaya çalıştığı uçarı kaçarı hallerine bayıldım😁
Bahsedeceğim daha karakterler var ama dizi hakkında bahsederken değinmek istiyorum onlara. Dizi boyunca bir başka çocuğun varlığından bahsedildi hep. Ve bu konu üzerine yazılar yazması ve kuşku dolu halleriyle her zaman o çocuğun Ri On olduğunu düşündüm açıkçası. Do Hyun ve Ri On'un üvey kardeş olduğunu, onca maldan mülkten mahrum edildiği için Ri On'un intikam almaya çalıştığını düşündüm. Fakat Ri On, kardeşinin mi yoksa içten içe sevdiği kadının mı desem bilemedim😁 çocukken yaşadıklarının intikamını almak için uğraşıyordu. Bir bakımdan Se Gi ile aynı amaç üzerinde oldukları söylenebilir. Se Gi' de şirketi ellerinden almak ve Ri Jin'e verip çocukken yaşadıklarına bir parça olsun su serpmek istiyordu.
İlerleyen bölümlerde anladık ki olaylar hiçte böyle değildi. Ri Jin, Do Hyun'un babasının eşinin kızıydı (kendimi uzak akrabamı birine tanıtır gibi hissettim😁) dedesi babasından habersiz gelinini getirmesi ve beraberinde kızını kendi soylarına almasıyla başlıyor. Bence burada olayların bu hale gelmesindeki suçlu kesinlikle Do Hyun'un dedesi. Adamdan habersiz platonik aşkının başkasından olma kızını adamın kütüğüne geçiriyor. Düşünüyorum da akıl alır şey değil. Ama bu çocuğa yaptığı eziyetleri haklı hale getirmiyor. Zaten Ri Jin'e eziyet edeyim derken kendi çocuğunun hayatını karartıyor farkında değil. Ri Jin'in öz annesi güya gururlu fakat kızının kütüğe geçirilmesine hiçte karşı çıkmıyor.(belki bana kızacaksınız ama bu konularda gerçekçi olmak lazım.) Daha sonrasında annesinin ölümü üzerine Ri Jin, Young Pyo tarafından büyük eziyetlere maruz kalıyor. Do Hyun'un yaptığı hatalara karşı cezalandırılıyor ve bir mahzende yaşıyor. (Maalesef ki böyle psikopatlar gerçekten var. Tamam kızı sana sevdiğin kadını hatırlatıyor olabilir neden dövüyorsun? Dövmek yerine kimsesizler yurduna verebilirsin!) Ve en sonunda Do Hyun'un çıkardığı yangın sayesinde oradan kurtuluyor. Ve sevgi dolu bir ailede büyüyor. Ri On'u evlatlık olduğunu düşünmemdeki en büyük etkende annesinin Ri Jin' e olan sevgisi.
Ri Jin'in aksine Do Hyun yalnız, sevgisiz ve psikolojik sorunlarla dolu bir hayat sürüyor. Büyük annesinin ona karşı olan düşmanlığı yenilir yutulur cinsten değildi. Küçücük bir çocuğu çıkardığı yangından dolayı hiç affetmemiş hiç sevmemiş ve üstüne üstlük her bulduğu fırsatta onu aşağılamıştı. Annesi desen para ve güç uğruna ruhunu satacak cinsten bir kadındı. Bu zamanlarda en büyük destekçisi sekreter Ahn oldu. Her eve lazım dediğimiz cinsten olan sekreter hem en büyük destekçisi hem de arkasını toplayan bir arkadaş oldu.
Dizinin en can alıcı noktalarından biri de Do Hyun'un, Ri Jin'in kimliğini alması oldu. ''Pes artık!'' dedirtecek cinsten bir olaydı. Koreliler'in bu olayı. İsimlerinde kadın erkek ayrımı olmadığı için istediklerini yapıyorlar😁 bu konuda Do Hyun kendini suçlu hissetti ama bence gereksizdi. Kız az kalsın senin soyadını, servetini alıyormuş haberin yok.😁
Sözün özü çocuğa, çocuklara yapılan istismarın bir insanın hatta hafıza kayıplarını sayacak olursak iki insanın hayatını ne hale getirebileceğini görmüş olduk. Bilinçlenelim, bilinçlendirelim!
Gelelim kapanışa sizlerinde sizi kişiliğini parçalayacak kadar seven biriyle aşk yaşamanız dileğiyle...
Reklamımızı da yaptıktan sonra dizimize dönecek olursak😁😁 şu zamana kadar izlediğim bütün Kore dizileri gibi Kill Me (kısaltarak yazıyım yoksa başka türlü olmayacak😁)beni hayal kırıklığına uğratmadı. Çok çok severek izlediğim, sürprizlerle, şaşırtmalarla dolu bir diziydi. Spoiler bölümüne geçmeden önce izlemeyenlere muhakkak öneriyorum efenim😁 Bol bol spoiler içerir bundan sonrası😁
Dizimizin konusu özgündü. Ana karakterimiz Cha Do Hyun çocukluğunda geçirdiği bir travma sonrası Dissosiyatif kimlik bozukluğu yani kişilik bölünmesi yaşar. Çocukluğunda geçirdiği travmayı her ne kadar babasının ona yaptığı işkence sonucunda olduğunu düşünsem de olay bambaşka bir kapıya çıktı. Dizi beni başlı başına şaşırttı. Tahmin ettiğim hiçbir şey beklediğim gibi çıkmadı. İlk defa bir dizide bu kadar yanıldım😁
Cha Do Hyun karakteri daha çok ikinci oğlan karakterine benziyordu. Son derece kibar ve sorumluluklarının bilincinde. Bilindiği üzere esas oğlanlar genelde burnu havada, kıza pek yüz vermeyen tipler olur. Fakat Cha Do Hyun dizinin başından beri ideal bir eşti. Evet, itiraf etmek gerekirse tam hayal etiğim gibi bir eş. Kibar, özür dilemesini bilen ve zengin😍😁
Gelelim genelde rağbet gören nam-ı diğer bad boy Shin Se Gi😍 Shin Se Gi gerçekten de rağbeti hak ediyordu. Tarzıyla büyüleyen Se Gi sahiplenen erkek duruşuyla da kalbimizde büyük bir yer tutmuştur. Saygı ve hasretle anıyoruz😁
Se Gi karakteri işkenceye maruz kalan kişilikti. Bu yüzden saldırgan ve sinirliydi. Her türlü sorunu şiddetle çözen ve kendini ezdirmeyen karakter. Kuzeni Cha Ki Joon' a haddini bildirme sahneleri efsaneydi. Ve şirkete o havalı girişini unutamıyorum.
Oradaki pek çok kız gibi bizi de yakmıştı Se Gi😍
Dizi boyunca her ne kadar Ferry demiş olsalar da eminim ki onun adı Perry. Perry Park muhteşem karakterlerden biriydi. Belki de benim en çok sevdiğim karakter. Giyimi, tarzı, konuşması ve o girdiğinde çalan müzik... karakterler ayrılırken ağladığım tek kişiydi Perry. Babasının kendisine anlattığı hayal üzerine oluşan bir kişilikti. Babasıyla eğlenceli zamanlar geçirdiği ana ait bir kişilik olduğu için bu kadar renkli ve eğlenceliydi belki de. Onunla ilgili kafamdaki tek soru neden kişilikler arasında en yaşlı olan olduğuydu. belki de direkt babasını simgeliyordu, o yüzden yaşlıydı. Kendisini de sevgi ve özlemle anıyoruz.
😍😍
Ahn Yo Sub aslına bakarsanız üzerine çok da yazılacak bir karakter değil. Sanata olan düşkünlüğü ve intihara olan meyilli haliyle anılan Yo Sub, lise zamanında ortaya çıkan sakin bir kişilik.
Ahn Yo Na ikizinin tam tersi bir karakter. Ri On' a olan aşkı ve Ri Jin' e olan düşmanlığıyla çoğu izleyicinin en sevdiği karakterlerden biri. Kore dizilerinde en çok böyle kızları sevdiğimi söylemeliyim. Ve bu karakteri Ji Sung' un oynaması da ayrı güzeldi. Yo Na'yı çok seviyorum fakat düşman başına diyerek sonlandırıyorum😁
Nana ve Bay X üzerinde durmaya gerek duymuyorum bu yüzden diğer karakterlerimize geçelim.
Ri Jin karakterinde yine değişikliğe kaçılmamış. Çok yiyen, lisede eteğinin altına pantolon giyen, erkek Fatma esas kız. Aslında bu klişeden sıkıldığımı söylemek istiyorum. Asi kızlardan gına geldi bana artık. Ben biraz daha naif, tatlı bir esas kız görmek istiyorum çok mu şey istiyorum? Ve son bir şey daha kakül hiç yakışmıyor Jung Eum kızımıza.
Ri On aslında gıpta ettiğim bir karakter oldu. Omega olarak yazdığı ve büyük bir fan kitlesine ulaştığı yazarlığı hayran duyulacak cinsten. Hep böyle bir yazar olmak istemişimdir😍 Ri On'un Yo Na ile olan o tatlı hallerine de bayılmadım değil. O korktuğu, kaçmaya çalıştığı uçarı kaçarı hallerine bayıldım😁
Bahsedeceğim daha karakterler var ama dizi hakkında bahsederken değinmek istiyorum onlara. Dizi boyunca bir başka çocuğun varlığından bahsedildi hep. Ve bu konu üzerine yazılar yazması ve kuşku dolu halleriyle her zaman o çocuğun Ri On olduğunu düşündüm açıkçası. Do Hyun ve Ri On'un üvey kardeş olduğunu, onca maldan mülkten mahrum edildiği için Ri On'un intikam almaya çalıştığını düşündüm. Fakat Ri On, kardeşinin mi yoksa içten içe sevdiği kadının mı desem bilemedim😁 çocukken yaşadıklarının intikamını almak için uğraşıyordu. Bir bakımdan Se Gi ile aynı amaç üzerinde oldukları söylenebilir. Se Gi' de şirketi ellerinden almak ve Ri Jin'e verip çocukken yaşadıklarına bir parça olsun su serpmek istiyordu.
İlerleyen bölümlerde anladık ki olaylar hiçte böyle değildi. Ri Jin, Do Hyun'un babasının eşinin kızıydı (kendimi uzak akrabamı birine tanıtır gibi hissettim😁) dedesi babasından habersiz gelinini getirmesi ve beraberinde kızını kendi soylarına almasıyla başlıyor. Bence burada olayların bu hale gelmesindeki suçlu kesinlikle Do Hyun'un dedesi. Adamdan habersiz platonik aşkının başkasından olma kızını adamın kütüğüne geçiriyor. Düşünüyorum da akıl alır şey değil. Ama bu çocuğa yaptığı eziyetleri haklı hale getirmiyor. Zaten Ri Jin'e eziyet edeyim derken kendi çocuğunun hayatını karartıyor farkında değil. Ri Jin'in öz annesi güya gururlu fakat kızının kütüğe geçirilmesine hiçte karşı çıkmıyor.(belki bana kızacaksınız ama bu konularda gerçekçi olmak lazım.) Daha sonrasında annesinin ölümü üzerine Ri Jin, Young Pyo tarafından büyük eziyetlere maruz kalıyor. Do Hyun'un yaptığı hatalara karşı cezalandırılıyor ve bir mahzende yaşıyor. (Maalesef ki böyle psikopatlar gerçekten var. Tamam kızı sana sevdiğin kadını hatırlatıyor olabilir neden dövüyorsun? Dövmek yerine kimsesizler yurduna verebilirsin!) Ve en sonunda Do Hyun'un çıkardığı yangın sayesinde oradan kurtuluyor. Ve sevgi dolu bir ailede büyüyor. Ri On'u evlatlık olduğunu düşünmemdeki en büyük etkende annesinin Ri Jin' e olan sevgisi.
Ri Jin'in aksine Do Hyun yalnız, sevgisiz ve psikolojik sorunlarla dolu bir hayat sürüyor. Büyük annesinin ona karşı olan düşmanlığı yenilir yutulur cinsten değildi. Küçücük bir çocuğu çıkardığı yangından dolayı hiç affetmemiş hiç sevmemiş ve üstüne üstlük her bulduğu fırsatta onu aşağılamıştı. Annesi desen para ve güç uğruna ruhunu satacak cinsten bir kadındı. Bu zamanlarda en büyük destekçisi sekreter Ahn oldu. Her eve lazım dediğimiz cinsten olan sekreter hem en büyük destekçisi hem de arkasını toplayan bir arkadaş oldu.
Dizinin en can alıcı noktalarından biri de Do Hyun'un, Ri Jin'in kimliğini alması oldu. ''Pes artık!'' dedirtecek cinsten bir olaydı. Koreliler'in bu olayı. İsimlerinde kadın erkek ayrımı olmadığı için istediklerini yapıyorlar😁 bu konuda Do Hyun kendini suçlu hissetti ama bence gereksizdi. Kız az kalsın senin soyadını, servetini alıyormuş haberin yok.😁
Sözün özü çocuğa, çocuklara yapılan istismarın bir insanın hatta hafıza kayıplarını sayacak olursak iki insanın hayatını ne hale getirebileceğini görmüş olduk. Bilinçlenelim, bilinçlendirelim!
Gelelim kapanışa sizlerinde sizi kişiliğini parçalayacak kadar seven biriyle aşk yaşamanız dileğiyle...
Yorumlar
Yorum Gönder